Julius Caesar, Roma tarihinin en etkili figürlerinden biridir. MÖ 12/13 Temmuz 100 civarında doğan Caesar, askeri liderliği, politik dehası, Roma Cumhuriyeti’nde yarattığı değişimlerle ve trajik ölümüyle tanınır. Hem savaş stratejileriyle hem de reformlarıyla Roma’nın kaderini değiştirmiştir.
Erken Dönem ve Eğitim
Sezar, soylarının tanrıça Venüs’ün sözde oğlu Troyalı prens Aeneas’ın oğlu lulus’tan geldiğini iddia eden bir aile olan Julia gens’ine mensuptur. Patricius1 sınıfına mensup bir ailenin çocuğu olan Caesar, genç yaşta iyi bir eğitim aldı. Rhetorica, felsefe ve tarih üzerine dersler alarak entelektüel birikimini artırdı. Genç yaşta, ailesinin siyasi bağlantıları sayesinde Roma siyasetinde adım atmaya başladı.
- Patricius, başlangıçta Roma’daki seçkin ailelerden oluşan bir gruba verilen addı. Roma İmparatorluğu’nun sonraki dönemlerinde bu sınıf daha geniş kesimleri içine dahil etmiştir. ↩︎
Askeri Kariyeri
Caesar’ın askeri kariyeri, MÖ 58’de Galya’ya sefer düzenlemesiyle ivme kazandı. Galya Savaşları sırasında, Caesar, Galya’nın büyük bir kısmını fethetti ve Roma’nın sınırlarını genişletti. Bu seferler, hem askeri zaferler hem de askeri disipliniyle Roma’da büyük bir ün kazanmasını sağladı. Aynı zamanda “Galya Savaşları” adlı eserinde, bu seferlerin detaylarını yazdı ve Roma’nın askeri stratejisini belgeledi.
Siyasi Yükseliş
Caesar, Roma siyasetine olan ilgisini artırarak, Popülerler (populares) grubunun bir parçası olarak yükselmeye başladı. MÖ 60 yılında, Pompeius ve Crassus ile birlikte İlk Triyumvirat’ı (Üçler Erki) kurarak, siyasi güçlerini birleştirdi. Ancak, bu ittifak zamanla bozuldu. Özellikle Pompeius ile olan rekabet, Caesar’ın siyasi hayatında önemli bir dönüm noktası oldu.
İç Savaş
MÖ 50 yılında Gnaeus Pompeius Magnus önderliğindeki Senato, prokonsüllük görevinin sona erdiği gerekçesiyle Sezar’a Roma’ya geri dönmesi ve ordusunu terhis etmesi emrini verdi. Senato, Sezar’ın ikinci kez konsül seçilmesini de yasakladı. Sezar, konsüllerin kullandığı dokunulmazlık hakkı ya da ordusunun gücü arkasında olmadan Roma’ya girmesi halinde kovuşturmaya uğrayacağını ve politik olarak dışlanacağını düşünüyordu. Pompey, Caesar’ı başkaldırı ve vatana ihanetle suçladı. Caesar’ın 10 Ocak MÖ 49’da generallerin ordularıyla geçmelerinin yasak olduğu Rubicon nehrini Lejyon XIII Gemina ile geçmesiyle Roma’da iç savaş başlamış oldu. Filozof Plutarch, Caesar’ın Rubicon’u geçtiğinde Atinalı bir oyun yazarı olan Menandros’a ait ἀνερρίφθω κύβος deyişini kullandığını söyler. Romalı tarihçi Suetonius bu deyişin Latince karşılığını alea iacta est yani “ok yaydan çıktı” olarak verir. Caesar’ın ordusu, Pompey ve diğer senatörlerin oluşturduğu orduyu MÖ 48 yılında yapılan Pharsalus Muharebesi’nde bozguna uğratmıştır. İç savaşın sonunda, Caesar, Pompeius’u yendi ve Roma’nın tek hâkimi haline geldi.
Reformlar ve İktidar
Caesar, iktidara geldikten sonra birçok reform gerçekleştirdi. Toprak reformları, borç afları ve takvim reformları (Julian takvimi – MÖ 46) ile halkın gözünde büyük bir destek kazandı. Ayrıca, Roma’nın vatandaşlık statüsünü genişleterek, Roma Cumhuriyeti’nin daha fazla insanı kapsamasını sağladı.
Suikast
MÖ 15 Mart 44 tarihinde bir grup senatör, Senatoya gücüne geri vermesini rica eden bir dilekçe taslağını okuması için Caesar’ı foruma çağırdı. Ancak dilekçe bir kandırmacaydı. Suikast planını dehşet içindeki bir Liberator, Servilius Casca’dan bir gece önce kısmen öğrenen ve işlerin kötüleşmesinden korkan Marcus Antonius, Caesar’ı merdivenlerde engellemek için foruma gitti. Ancak Caesar’ın yolu Campus Martius’da bulunan Pompey Tiyatrosundan geçerken bir grup senatör tarafından kesildi ve Sezar doğu portikosuna bitişik bir odaya doğru yönlendirildi.
Caesar sahte dilekçeyi okumaya başladığı sırada dilekçeyi kendisine sunmuş olan Tillius Cimber, Caesar’ın togasını aşağı indirdi. Caesar, Cimber’e “Ama bu bir vahşet!” (“Ista quidem vis est!”) diye bağırdığı sırada, Casca hançerini çekti ve diktatörün boğazını bir yandan diğer yana kesti. Caesar hemen etrafından döndü ve Casca’nın kolunu yakalayarak “Casca, seni hain, ne yapıyorsun?” dedi. Korkudan donakalmış olan Casca, “Kardeşlerim, yardım edin” diye bağırdı. Tam bu sırada aralarında Brutus’un da bulunduğu grubun geri kalanı da Caesar’ı hançerlemeye başladı. Caesar kaçmaya çalıştı ancak gözleri kandan göremez olduğundan ayağı takıldı ve yere düştü; grup, Caesar portikonun alt merdivenlerinde savunmasız bir şekilde kalana kadar hançerlerini saplamaya devam ettiler. Romalı tarihçi Eutropius’a göre bu suikaste müdahil olan kişi sayısı altmıştan fazlaydı. Caesar, 23 ayrı yerinden hançer darbeleri alarak can vermiştir. Romalı tarihçi Suetonius’a göre bir doktor, aldığı yaralardan sadece ikincisinin yani boynuna aldığı yaranın ölümcül bir yara olduğunu ispatlamıştır.